Yolculuğun ana hedefi kalkış noktasından hareketle varış noktasına ulaşmaktır. Bu varışın gerçekleşmesi için, olası kaza ihtimallerini ortadan kaldırmaya yönelik dikkat, özen ve tedbirlerin varlığı önemli ve gereklidir.
Ancak, dünya genelinde yaşanan trafik kazaları gösteriyor ki, bu gereklilikler yeterince yerine getirilmiyor. Kazaların sebeplerinin başında ise hız geliyor. Hız, kaza ihtimaliyle birlikte yaşanan sonuçların ciddiyetini de artırıyor. Ortalama hızda yaşanan artış, hem kazanın oluşma ihtimali ile hem de kazanın sonuçları ile direkt etkili. Örneğin, ortalama hızdaki her %1'lik artış ölümcül çarpışma riskinde %4, ciddi çarpışma riskinde ise %3'lük bir artışa neden oluyor.
Trafik kazalarının sonuçlarını etkileyen faktör yine tedbir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki;
• Hız limitlerine uymak trafik kazalarında ölüm riskini %30 oranında azaltıyor.
• Emniyet kemeri kullanımı trafik kazalarında ölüm riskini %50 oranında düşürüyor.
• Dikkatli ve defansif sürüş tekniklerini uygulamak trafik kazalarında yaralanma riskini önemli ölçüde azaltıyor.
İstatistikler gösteriyor ki, her 10 ölümden dokuzu düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşanıyor. Kazalardan kaynaklı insani acılar ve kayıpların büyüklüğü hiçbir veriyle açıklanamaz elbette. Bu acılara ek olarak, hem yaralıların tedavi masrafları hem de ölen ya da sakat kalanların üretkenlik kaybı nedeniyle mağdurlar ve aileleri üzerinde ağır bir ekonomik yük oluşturması da ayrı sorun.
Karayolu trafiğinde yaralanma ve ölüm riskini azalttığı kanıtlanmış önlemler mevcut ve Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi, karayolu trafiğindeki ölüm ve yaralanmaları 2030 yılına kadar %50 oranında azaltmayı hedefliyor. Bu hepimizin ortak hedefi olmalı. Daha güvenli bir karayolu trafiği için “Hızı Azaltalım, Dikkati Artıralım!”.